SON YAYINLAR

Bunların bizle ne ilgisi var ???

Önce Theosophie'yi tanıyalım :

Theosophie kelimesi yunancadan gelip "Tanrıların Bilgeliği" anlamına gelmektedir ya da "Tanrısal Bilgelik". İnsanın tanrılaşması.

Kurucusu Helena Petrowna Blavatsky.

Armanın yaratıcısıda kendisidir. Sembole iyice bakarsak, Hitlerin kullandığı gamalı haç bulunuyor. Gamalı haç ters dönen güneşdi.

Kendi kuyruğunu yiyen Ouroboro isimli yılan, Allaha ihtiyacı olmayan kendi kendine yeten anlamına gelmektedir.

Aynısı, kendi etini yavrularına yediren Pelikan sembolü ile eş anlamdadır.

Davud peygamberin denilen ama okült olan 6-köşeli yıldız, Hexagram, erkek ve kadının birleşmesi, insanın tanrılaşması, yer ve gök anlamına gelir.

Bu 6-köşeli yıldızın içinde bulunan üzerinde çember bulunan T-harfi Firavunların kullandığı Ankh sembolüdür ve Temmuzu ve onun güneş ile bağlantısını simgeler.

Sembolün altındaki yazının anlamı :

"Hiçbir din gerçeklerden üstün değildir" yazıyor.

Sembolün Kabbalist bir sembol olduğunu kesinlikle iddia edebiliriz.

Gerçek olan din sadece Allaha mahsus olan dindir.

Rus kökenli okultist Helena Petrowna Blavatsky tarafından kurulan Theosophische Gesellschaft'ın en önemli eserleri yine Balavatsky tarafından yazılan : Die Geheimlehre ve Isis entschleiert, adlı 2 kitabıdır.

Bu Kitapların Hitler tarafindan okunduğu itiraf edilmiştir.

Bu tür düşünceler sizlerin düşünceleri olmasada, tamamen Kurana ve Allaha karşı gelen, sizleri yok etmeyi kafalarına koymuş insanların kuruluşlarıdır.

Türkiyede bile bir süre kalmış olan Blavatsky Nepala kadar gidip orada bazı bilgiler edinmiştir. Arkasından geri dönüp Theosophische Gesellschaft'ı kuruyor.

Ezoterik deyip insanlarımızı Hindistana kadar gitmeye teşvik eden düşünceler ve kitaplar bu tür teşkilatlardan çıkmadır.

İslamın dışındaki dinlerde bir arayış içine giren insanlarımızın nasıl bir gaflete düştüğünü Kuran ayetinde açıklamaktadır..

Kuran Al-i Imran Sure3 Ayet85 : Kim İslâm'dan başka bir din ararsa ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette de zarar edenlerden olacaktır.

Theosophische Gesellschaftlarda birer Gizem Okuludur.

Gematri, Kabbalanın bir parçasıdır.

Arapça elif be olan alfabeye, İbranice de Alephbet deniyor.

Kabbala yahudilikten çıkma olmasına rağmen, bugünün Rabbileri tarafindan tereddütle karşılanıyor.

Yaratılışın formülünü ve insanoğlunun bu planın içindeki görevini anlamaya yardımcı olan universel bir sistemdir Kabbala.

22 harften oluşan alefbet, 1den 9a kadar sıra ile rakamların altına yazılıyor. Sonra tekrar birden başlanılarak harfler yazılmaya devam ediliyor.

A=1
B=2
C=3
D=4
E=5
F=6
G=7
H=8
İ=9
J=10
K=20
L=30...

ve bu şekilde yazılmaya devam ediliyor.

Alephbet de her harfe birde bir cisim veriliyor. Aleph e verilen cisim Boğadır. Verimlilği simgeler.

Alephbetde 3 ana harf vardır.

ALEPH, MEM, SHİN.

Bu 3 harf Hava Su ve Ateşi temsil eder.

Bunun yanında eski astronomideki 7 gök cismini temsil eden 7 harf bulunuyor.

Bunlar : BETH GİMEL DALETH KAPH PEH RESH TAV.

Ve 12 burçu temsil eden 12 harf : HEH VAV ZAİN CHETH TETH YOD LAMED NUN SAMEKH AYİN TZADDİ QOPH.

Ve bu 12 harf aynı insan organizması ile bağlantılı.

Bu eski Astrolojiyi temsil eden 7harf aynı anda karşıt değerleri temsil ediyor.

Mesela :
BETH = Hayat ve Ölümü
DALETH = Bilgelik ve Cehaleti, aynı gece ve gündüz gibi.

12 Burçu temsil eden harfler insan yeteneklerini temsil eder.

Mesela :
HEH görmeyi
LAMED çalışmayı

Her harfin kendi rakamı olduğundan, her kelimenin kendi rakamsal değeri vardır.
Rakamsal değeri aynı olan kelimeler birbirleri ile akrabadır. Aynı özelliği taşır.

Kelimelerin bu özelliği Kabbalanın bir parçası olan Gematridir.

Kabbala Babilden çıkmadır ve aslında dinlere gizemli tarafından yaklaşır. Bu yüzden de kökten dinci olan Rabbiler Kabbalayı kendilerine benimsemezler.

Çünkü Kabbala Allahın emirlerine uymamaktadır.

Eğer Türk televizyonlarında bazı şahıslar çıkıpta Kuranın şifresinden bahsedip rakamları birbirine ekleyip birşeyler çıkarmaya çalışıyorsa, bu şahısların gerçekte kimler olduğunu araştırmanız gerekiyor.

Oysa Kuranda ne yazıyor ???

APAÇIK !!!

İçinde hiçbir şüphe bulunmayan.
#FK

Kuranı arapça dilini öğrenmeden okumak İBADETTİR.

Anlamak değildir !!!

Anlamadan bilmek olmadığı gibi, yaptıklarımızın doğru veya yanlış olduğunu da bilemeyiz.
Kuran insanlara bir yol gösterici olarak inmiştir. Doğru yolu, Allahın yolunu bulmak için.
Bu sadece Kuranı bildiğiniz bir dilde okuyarak olur ancak. Eğer arapça bilmiyorsanız türkçe okuyacaksınız.

Hiçkimsenin inancını sorgulamaya hakkımız yoktur.

Ama eğer Kuran kurslarında insanların yılları sadece arap alfabesini öğretmekle harcanıyorsa buna bir dur demenin zamanı gelmiştir.

OKU. Tekrar oku. Bir daha oku. Oku ki müslümanım diye geçinenlerin islamdan ne kadar uzak olduğunu göresin diye oku. Oku ki senin normal ve doğru zannettiğin değerlerin ne kadar batıl olduğunu gör.
Türkçe oku. Oku ve anla. Aksi takdirde müslümanım demekten vaz geç.

İslam doğarak değil, yaşanarak olur ve müslüman olunur. İslam dilde değil, kalptedir.

Okumadığın Kuran hakkında hiçbir zaman bilgi sahibi olamazsın. Bu yüzdende bu konu hakkında yorum yapma yetkisine sahip olamazsın.

İnsanımızın kasıtlı olarak Kuranı anlaması engelleniyor. Bunu tüm dini gruplar ve mezhepler ve tarikatlar yapıyor.

Bu şekilde insanlara koyun muamelesi yapılıyor. Bu da yetmediği gibi Kuran arapçanın dışında başka bir dile çevrilemez, aksi takdirde anlamını kaybeder diye yalanlar dolaşıyor.

Kuran bu dünyada olup bitenlere bir cevaptır.

Kuran sizin kafanızdaki soruların hepsine cevap verir.

Kuran kalbinize ayna tutar.

Kuranı okudukça anlıyacaksınız.

Şu kadar sefer hatim indirdim diye bahsediyorlar. Günde 5vakit namaz kılıyorlar ve 40kere fatiha suresini okuyorlar. Ama Fatiha suresinin anlamını bilmiyorlar.

Batıl değerlere tutunuyorlar. Müslümanım diyorlar ve Allah eş koşup nazar boncuğu kullanıyorlar.

İnsanın mantığı almıyor !!!

Doğruyu ile yanlışı ayırt edebilmek için, hakkı batıldan ayırt edebilmek için, kendi özgür iradenizi geri alabilmek için Kuranı türkçe okumak mecburiyetindesiniz !!!

Ya da Arapçayı dil olarak öğreneceksiniz.

Kuran Kursları devletin veya tarikatların tekelinde olamaz. Televizyonda seneler önce biri çıkıp Kuranı sadece Devlet yani Diyanet öğretebilir diye bir yasanın mevcut olduğunu iddia etti.

Hiçkimsenin tekelinde değildir Kuran.  Ve olamaz da.

Camiler birer rant merkezlerine dönüşmüş vaziyette.

İnsanları eğitmek bilgilendirmek için değil. Kontrol altına almak için kurulu sistemleri.

Gidin gördüğünüz yanlışları açıklamaya çalışın. Ve bekleyin nasıl bir tepki ile karşılaşacaksınız.

İnsanlar nüfus cüzdanı hanesinde Müslüman yazması ile müslüman olunamayacağını ve Kuranı anlamadan ezberlemek ile doğru yolu bulamayacağını artık anlamak mecburiyetindedir.

Bu yüzden sadece Arap alfabelerini öğretmek yerine ya arapça ders olarak ya da Türkçe öğretime geçilmesini isteyin artık.
#FK

George Clooney'in 2005 senesinden ve baştan sona kadar dikkat isteyen ağır bir film.

17.dak : "Marokkodan Pakistana kadar olan bölüm Amerikalılar için tehlikeli bölüm" diyor karakter. Iran ile kültür bağı olduğunu ve sonunda Iranın kapitalist sisteme geçeceğinin sinyalini veriyor.

Libya Mısır Suriyedeki olaylara bakarsak, bu filmde oralarının daha 2005 senesinde destabilize edileceğinin sinyali verilmiş oluyor.

Söylemiştik. Filmlerdeki diyalogları iyi dinleyin, gizli mesajlar içeriyor gelecekle ilgili.

79.dak : Rüşvet bizim kazanmamızın sebebidir diyor karakter. Harvard üniversitesinde Amerika dışındaki ülkelerde yapılan ihaleleri ele geçirmek için hangi miktarda rüşvet verilmesi ve hangi miktardan hangi merciler sorumlu olduğunu ve 10milyon Doların üzerindeki ihalelerin kazanılması için Başbakanlara rüşvet verilmesi gerektiğini talebelere öğretiyorlar.

Verilen rakam ihale bedeli üzerinden hesap edilip en az %10dur. Bunları Üniversitelerde öğretiyorlar. Rüşvet ama kesinlikle haramdır.

Eğer ülkenizde rüşvet var ise ve bu artık normal karşılanıyor ise, zannetmeyinki Amerika veya Avrupa ülkelerinde rüşvet olayı yoktur. Oralarda daha sinsi ve ustaca, gizli bir şekilde yaptıklarından ve Medyanın orada rüşvetin üzerine gitmediginden dolayıdır.

İslamda rüşvet haram  kılar. İslam ülkelerine rüşveti getirenler müslüman değildirler.

İnaçlı bir insan haram yemez.

Bir siyasi kişinin ülkesinde yapılan ihalelerde toprakların dış güçlere satılması ile kendi zenginliğinin artmasının arasında nasıl bir bağlantı var düşündüren bir meseledir.

Neden bazı siyasetciler kazalara kurban gidiyor, bazılarını ise gizli bir el koruyor, bu filmde çok iyi belli oluyor.

Arap emirinin 2 oğlunun iki farklı karakterde olması bu dış güçler için bir firsat olup, onların çıkarlarına hizmet edecek olanı tercih edip ülkesi için çalışanı öldürmeleri Türkiye için çok iyi bir örnektir.

Bu elit tabaka önlerinde engel olacak herkesi ortadan kaldırmakta hiçbir sakınca görmüyorlar. İnsan hayatının onlar içşn hiçbir değeri yok. Sadece kendi hayatları ve kendi çıkarları önemli.

Türkiyede çıkarılan yasalar Türkiye topraklarının %30unu yabancılara satma hakkı tanıyor. Ve yasaya bu %30u gerekirse %60a kadar çıkarabilir diye ekleme yapılmıştır.

Büyük indirime hoş geldiniz. Kapanın elinde kalıyor misali.

Syriana. Seyredilmesi gereken filmlerden.
#FK

RİİA Royal İnstitute of İnternational Affairs 300lerin kontrolünde olup Amerikadaki en güçlü teşkilat olan CFR Council on Foreign Relations'ın (Dış ilişkiler Konseyi) kurucusudur.
Kuruluş amacı amerikan hükümetlerine dış ilişkiler konusunda danışmanlık yapmak.Bir özel teşkilattır. Devlet kurumu değil.
RİİA İngiltere merkezli olup zamanla amerikanın ingiltereden yönetildiğini fark edeceksiniz.
Bu CFR New York merkezli olup amerikanın en güçlü 1000 insanını içinde üye olarak barındırmakta. Kurulduğu günden bu yana tüm Amerikan Başkanları bu teşkilata üyedir. Buraya üye olmayan Başkan seçilemez. Bu CFR amerikanın gizli ve gerçek hükümeti olarakda tanımlanmakta.
ECFR European Council of Foreign Relations CFR ile ilişkimiz yoktur diye iddia etsede finansörü George Soros olup 50 Avrupalı parlamenter ile birlikte 2006 senesinde kurulmuştur.
George Soros ne kadar borsada zengin olduğunu iddia etse de bu sadece bir yalandır. George Sorosun zengin olmasına müsade ettiler. Yoksa kim o kadar para kazandıktan sonra parasını gidip sağda solda rüşvet olarak katilleri ödeyerek hükümetleri düşürür veya başa getirir istediğini. Soros parayı Rothschildlerden almaktadır. Rothschild kağıdın üzerine sadece para yazmaktadır. Hepsi bu. Çalışmadan terlemeden.
Bu teşkilatların gücünü anlamak için ECFRin kurucularından bir tanesi ne tesadüftür ki, bu ECFRnin kuruluşundan 6 ay sonra bir siyasi partinin başına seçimlerde tek aday olup bu partinin lideri oluyor.
Burada anlamak mecburiyetindeyiz en geç :

TÜM SİYASİ PARTİLERİN BAŞINA SADECE KENDİ ADAMLARINI GETİRİYORLAR !!!

Ve sizde bunlardan birini seçip ona tutunuyorsunuz umutla.
#FK

Club of Rome, Romanın veya Vatikanın teşkilatı değildir. Club of Rome Komittee 300'ün kurduğu ve kontrol ettiği teşkilatlardan biridir.

Dr. John Coleman'ın grafiğinde Club of Rome Tavistock'a bağlı olup NATO'yu kontrol etmekte.

Tavsiye ettiğimiz kitap Dr. John Coleman'ın Club of Rome isimli kitabıdır. Carroll Quickley'in kitabı bu kitabın bazı bilgi boşluklarını doldurmakta.

Club of Rome'un hedefleri şöyledir :

- devletlerin sanayileşmesini engellemek

- bilimsel araştırmaları engelleyip neticeleri gizli tutmak

- şehirlerin boşaltılması, en başta Kuzey Amerikada

- en az 2milyar insanı yok etmek

- Club of Rome hedeflerine karşı gelebilecek tüm siyasi güçleri daha büyümeden gelişmesini engellemek

- Devletleri destabilize edip, büyük çapta işsizlik yaratıp sınıf ve ırk savaşlarını körüklemek. En başta Amerika ve Avrupa ülkelerininde.

Toplumlara hedeflerini uygulatabilmek için her türlü yola baş vuran Club of Rome esrarı yaygınlaştırıp medya üzerinden kültürleri degenere etmekte.

Bugünkü siyasi olaylara baktığımız zaman planlarında uzun mesafeler katettiklerini görebiliyoruz.

Dediğimiz gibi Türkiyeye baktığımızda Türkiyenin ve islam ülkelerinin kalkınamasının sebebinin din veya insanlarının kabiliyetsizliği olmadığını bu ülkelerin kalkınması kasıtlı olarak engellendiğini görebiliriz. Artık suçu İslama vermemek lazım. Din adı altında insanlar yanlış yola saptırılırsa bu din ve inanç değil bu politikadır. Ve arkasındaki güç her zaman bu tanıttığımız güçlerdir.

Unutmayın :

İnancınız sizin özgürlüğünüzün temelidir !!!
#FK

Masonluğu araştıran hemen herkes Hiram Ustanın öldürülüş hikayesi ile karşılaşır sonunda.

Bu hikayenin ezoterik anlamı nedir ???

Masonlukta her hikaye, kelime veya sembol bir anlam içermektedir.

Herşey semboliktir.

Gelelim Hikayeye :

Hiram Usta Tapınağı inşa ederken, işçilerin maaşlarını ödeyebilmek için Çırak, Kalfa ve Ustalara ayrı ayrı kelimeler veriyor gizli olarak. Herkes bu kelimeler ile maaşlarını alıyorlardı.

3 tane Kalfa, Ustaya verilen kelimeyi öğrenmek için Hiram Ustayı tehdit ediyorlar.

Bu 3 Kalfa Jubela, Jubelo ve Jubelum isimli Kalfalar.

Hiram Usta kelimeyi vermekte direnince  Jubela bir Cetvel ile Hiram Ustanın boğazını kesiyor. Yine vermeyince kelimeyi Jubelo kalbine bir iletki saplıyor. Arkasından Jubelum Hiram Ustanın kafasını bir Çekiç ile parçalıyor.

Cesedi gömdükten sonra bu üçü mezarın üzerini bir Akasya dalı ile örtüyorlar.

Bu Akasya dalı kurumayınca Hiram Ustanın cesedi bulunuyor ve 3katil infaz ediliyor.

Çırak ve Kalfalar Hiram Ustayı diriltmekte başarısız kalınca bir Duvar Ustası Hiram Ustayı aslan pençesi ile tekrar diriltiyor.

Gelelim Ezoterik anlamına bu olayın.

Jubela Devleti temsil ediyor insanları susturan. Jubelo dini ve din adamlarını temsil ediyor, insanları aydınlanmakta engelleyen. Jubelum ise cahil Halkı temsil ediyor Zekanın gelişmediği.Çekiç ile kafasını parçalamaları zekanın parçalandığının anlamıdır.

Her Mason bu üçünün yok edilmesi için uğraşır.

Devletlerin, Dinin ve Cahil halkın.

Dünyada olan olaylara bakarsak herşeyin bu yönde ilerlediğini fark edeceğiz.

Tüm çalışmaları bu üçünün yok edilmesi üzerinedir.

Devletleri, dini ve insanları ortadan kaldırmak üzerine.

Suriye, Irak gibi devletlerin parçalanması ve sıranın Türkiyeye gelmiş olması, islamı yok etmeye çalışmaları ve savaşlarla insanları öldürüp azaltmaları hepsi bu masonik plan içindir.

İnsanlar artık öğrenmek mecburiyetindedir dünyayı yönetenlerin kimler olduğunu ve ne yapmaya çalıştıklarını.

Freemasonry and Catholicism isimli kitabımızdan okumaya ileride devam edeceğiz. Konunun genişliği zaman alacağından yavaş yavaş ilerleyebileceğiz ancak.
#FK

Sebe tüm insanların ruhunu temsil edip, hem Kral hem de Rahip olacak bir Damat beklemekte. İnsanlar bugün esaret içinde. Ya devlet ya da din tarafından esaret edilmiş vaziyetteler. Ne kadar erken bu birleşme olursa insanlık için o kadar da iyi. Yeni bir Kuddüs olacak. Barışın şehri olan.

Süleymanın zamanında bu dini ve dünyevi birleşmenin gerçekleşmemesinin sebebi, iki tarafında haklarından ve güçlerinden vaz geçmek istememelerinden dolayıdır. Bu yüzden insanlığı temsil eden Sebe hala bekar durumdadır.

Sebe Süleymanı ve muhteşem sarayını ziyaret edip hediyeleri verirken, tamamlanmamış olan Büyük Tapınağıda görmek istiyor. Tapınağın muhteşemliğinin ve sükunetinin etkisi altında Sebe işçileri göremeyince burayı inşa eden sanatkarı görmek istiyor.

Jehova tarafından tapınağın yapılması Süleymana verildiği halde, işçiler Süleymanın emri altında olmayıp sadece "Kelime" ve "İşaret"in sahibinin emri altındalar. Bu yüzden hiçbiri Süleymanın emrine uymadı. Bu yüzden Sebe bu binayı yapanın başka birisi olduğu kanaatine vardı. Ve bu "Sanatkarların Kralı" ile tanışmak istedi. Sebenin bu isteği, Süleymanın Sebe karşısında değerinin düştüğü hissini yarattı.

Süleymanın tapınağı insanların güneşsel Evrenidir. Burası gelişen insanoğlunun hayat  okuludur.

Mikrokosmik olarak Süleymanın tapınağı insanın hem ruhunun hem de kişiliğinin geliştiği bedendir.

Tanrı bunun aynısını Makrokosmoda yapıyor.

" GÖKTE NASILSA, YERDE DE AYNIDIR".
#FK

Kitaptan okumaya devam ediyoruz. Şunu belirtelim önceden. Konu anlaşılmakta zorlaşıyor.

Kain'ın nesili Lusiferin ruhunu taşıdığı için, ateşi nasıl kullanılacağını biliyorlardı. Bu ateş ile Süleymanın biriktirdiği metalleri eriterek onları sütun ve altar haline getirdiler. Bina yavaş yavaş şekil almaya başladı bu sayede. Hepsi de Hiram Abifin kontrolü altında gerçekleşti. Binanın tamamlamasına yakın Hiram Abif işini taclandıracak olan "Molten Sea" dediği erimiş denizi hazırlığına girişti. Bu ateş ile suyu birleştirme işi onun ustalık sınavı olacaktı. Hiram Abif hazırlık içinde iken Setin torunları  hainlik yapıp suları ile ateşi söndürmeye kalkıştılar.
Bu ateşi söndürme hikayesi Sebe Kraliçesinin gelmesi ile başlıyor. Sebe Kraliçesi Süleymanın bilgeliğini ve tapınağın muhteşemliğini duyarak geliyor. Yükler dolusu güzel hediyeler ile. Başlangıçta Sebe Süleymanın bilgeliğine hayran kalıyor.

Burada ama Süleymanın dışında ondan daha güzel birini görüyor. Hiram Abifi. Sebe Kraliçesi Habilin soyundan gelen ve dini gücü temsil eden Süleyman ile evlenmiyor. Aynı şekilde Kabilin soyundan gelen ve dünyevi gücü temsil eden Hiram Abif ile de evlenmiyor. Sebe Kraliçesi Hiram Abif ile evlenseydi din yok olacaktı. Süleyman ile evlenmiş olsaydı Masonluk diye birşey kalmayacaktı.

Sebe bu ikisinin zayıf taraflarından arındırılmış ve güçlü taraflarını tek kişide birleştiren Damat'ı beklemek mecburiyetinde.

Yani hem dini hem de dünyevi gücün tek kişide birleştiği bir şahısı beklemekte hala.

Sebe tüm insanların ruhunu temsil etmekte.

Masonlukta herşey sembolik olduğundan bu hikayede semboliktir.

Deccal dediğimiz bu 2 gücün tek kişide birleştiği şahıstır.

Ve bu yüzden Masonlar dünyaya bir dini ve dünyevi Lider getirmek istiyorlar. Bunun için tüm semit dinlerin yok edilmesi gerekiyor.

Bu yüzden hiristiyan veya yahudi değil bunu yapmak isteyenler ve dünyaya ölüm getirenler.
#FK

Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.