Kasım 2016

Toplumumuzun içine sinsice getirilen bir gelenek,ilk etapta AVM-lerinde boy göstersede, arkasında yatan İslam toplumuna Noel geleneklerini yerleştirmektir.

Bazı insanlarımız haklı olarak karşı gelsede yaptıkları yorumlardan, arkasında yatan gerçeği bilmediğini gösteriyor.

Noel Bayramı Hiristiyanlara İsa as. doğum günü gibi öğretilir. Gerçekler bir o kadar da uzaktır.

Biz ne Hiristiyanlara ne de Yahudilere karşıyız. Bilgisiz insan bilmeden yorum yapar.

Hiristiyanlar müslümanları hiristiyanlaştırmak istemiyor. O yüzden Hiristiyanlar yapıyor veya suçlu dememiz doğru olmaz. 10.000.000dan fazla Avrupa insanını ateşin üstünde yakıp, bütün mal varlıklarına el koyan Vatikan ve Dominikaner isimli Vatikanın kolu ne derecede Hiristiyan veya İsa as yolunda olabilir??

O yüzden Hiristiyanlar demeyin suçlu ararken. Hiristiyanlar dediğimiz zaman biz İsa as yolunda olan inançlı insanlardan bahsediyoruz.

Geleli İsa as.ın ölümünden 300 sene sonra başlatılan Hiristiyanlıkla ilgili olmayan geleneklere. Bu geleneklerden Türkiyede de yerleştirilmeye çalışılan Noel Bayramına.

Noel Bayramının önce kutlandığı tarihe bir göz atalım :

24. Aralık İsa as doğum günü olarak kullanılır.

25. ve 26. Aralık tatil günüdür.

25.Aralıkta ve 26 Aralıkta çalışılmaz.

Gerçek nedir peki ???

HERŞEY ATEŞ VE GÜNEŞ ÜZERİNE KURULU demiştik.

O halde İsa as. doğum gününün kutlanmasındaki Güneş nerede gizli ???

Tariihte geri gidelim.

Aşağıdaki resimde bir SUNCROSS-SONNENKREUZ-HAÇLI GÜNEŞ görüyoruz.

Güneşin içindeki haç T-harfi olarak Temmuzu temsil ediyor. Haçın üst ucunun çemberde değdiği noktayı Yaz-dönüm-noktası, saatin 3ü olduğu nokta Sonbahar-dönüm-noktası, saatin 6 olduğu yerdeki nokta Kış-dönüm-noktası, saatin 9 olduğu noktayı İlkbahar-dönüm-noktası olarak belirlemişler.

Ateşin Rahipleri eskilerde GÜNEŞ SAATİNİN üstünde zamanla fark ediyorlar ki :

ARALIK 22+23+24ünde Güneşin ışıklarının gölgesi, güneş saatinin üstünde aynı noktada durduğunu ve saatin üstünde devam etmiyor. Aynı noktada duruyor.

Bu 3günlük hareketsizlik, 3gün haçın üstünde ölüm olarak anlatılıyor. Hiristiyanlara İsa as haçın üstünde 3gün kaldığı anlatılır.

25. Aralıkta Güneşin tekrar hareketlenmesini ise Güneşin ölümden tekrar dirilmesidir.

Masonlardaki mezara girip ölmek ve tekrar dirilmek ile aynı anlam eğer yazılarımızı baştan okuyorsanız fark etmeniz gerekir.

Bugün hiçkimse İsa as hangi günü doğduğunu bilemez.

Bırakın doğum gününü, doğum yılı olarak 30senelik hatadan bahsediliyor.

Anlaşılan burada kutlanan

GÜNEŞİN DOĞUMU!!!  İSA as DOĞUMU DEĞİL !!!

devam edecek.
#FK

Bu üçünün ortak yanı neresidir??

Ortak yanı yok !!!

ÜÇÜDE AYNI !!!!

Doğru okudunuz üçüde aynı.

Şimdi bunları teker teker anlatmıyacağız.

Tapınak Şövalyeleri avrupada yasaklanınca ellerindeki donanmaları korsanlığa çevirip dünyada dolaşan gemilerin ve gemicilerin korkulu rüyası haline geliyor. Orada elde ettikleri ile daha da zenginleşiyorlar.

Tapınak Şövalyelerinin mezarlarında aynı korsanlarda olan ve aynı Skull&Bones teşkilatının sembolü olan Kurukafa ve kemik sembolünü görüyoruz.

Neden bunu anlatıyoruz??

Dünyayı yönetenlerin kim olduğunu anlamanız için.

Herşey kan bağı ile işliyor. Yani amerikadaki siyasi elit kesim hepsi birbirleri ile akrabadır. Ve tüm amerikan başkanları avrupadaki krallar ile akrabadır.

Yüzyıllardır güç bu insanların elindedir. Bush ailesinin aile ağacını 1000sene geriye kadar takip edebiliyoruz. 1165-1214 senelerinde yaşıyan İngiliz Kralı William' a kadar akrabalık bağını takip edebiliriz.

George Bush ve oğlu Skull&Bones üyesidir. Bush'a karşı aday olan John Kerry'de bir Skull&Bones üyesidir. Her yıl sadece 15 üye olan teşkilattakilerin birbirlerine muhalefet edeceklerini zannediyormusunuz???
Ama biri demokrat partisinden diğeri cumhuriyetcilerin partisinden aday olup Amerikada başkan olmak için birbirleri ile yarışıyorlar.

Türkiyeye getirmek istedikleri başkanlık sistemi de aynı olacaktır.

Siyasi partiler 2ye kadar düşecek ve o iki partiden aday olanlar seçime gidecek.

Ama 2 adayda yine elit kesimin adamı olacaktır.

Ve sizler demokraside yaşadığınızı zannedeceksiniz.

Skull&Bones üyesi nasıl olunur ???

Unutun !!! Sizler olamazsınız !!!

Ama Skull&Bones'a her sene seçilen 15 talebe hangi initiationdan yani rituellden geçiyor ona açıklık getirelim.

Amerikada Yale Üniversitesinde her sene okula başlayan talebeler içinden 15 tanesi Skull&Bones gizli örgütüne seçiliyor. Talebe örgütü gibi gözüksede, buradaki bağlantılar ömür boyu sürüyor.

Üniversitenin armasına bakarsak

Lux et Veritas

yazısını görüyoruz. Anlamı : Işık ve Gerçekler .

Yine ışık!!!

Işık Lusifer, Bilgi, Tanrılaşma.

Kitabın üzerinde ibranice yazılar bulunuyor. Üniversite kimin kontrolünde anlatmaya gerek yok.

Gelelim seçilen 15 kişiye. Onlar önceden belli. Hepsi bir şekilde kan bağı olan kişiler. Beyaz ırkdan ve protestanlar.
Yeni başlayan talebeler seçilmeyi umsalar bile, bir kan bağı olmayanlar için sadece bir hayal olarak kalıyor.

Seçilen kişiler hangi rituelden geçiyorlar???

İnitiation yapıldığı gün aday uzun ve karanlık bir koridordan, siyah kıyafetler içinde, bir Salonun içine götürülüyor. Mum ışığında ortada bulunan masanın üstünde insan skeleti görüyor aday. Hayalet kıyafetlerinde 2 kişi gelip adayın başını bir kana bulaşmış bez ile bağlıyorlar. Boynuna bir Amulett takıyorlar, kıyafetlerini çıkardıktan sonra yanan bir ateşin üstünde yakıyorlar. Bu adayın eski hayatını geride bırakıp eni hayata tekrar doğmasıdır. Aynı masonların mezara girmesi gibi. Kıyafetler yanarken adayın vücudunu kan ile boyuyorlar. Arkasından cinsel organı bir iple bağlanıyor.

Neden cinsel organını bağlıyor ???

Cinsel duygularını kontrol altına aldığını ve bilgiye değer verdiğini göstermek için.

Masonların önlükleride aynı anlamı taşımaktadır :

Cinselliği, hayvansal içgüdüleri kontrol altına almak ve bedeni yüceltmek ve tanrılaşmak.

Salonda bulunan açık bir tabutun içine aday çıplak bir vaziyette yatıyor. Burada ona söylenen sözleri tekrarlıyor aday. Şimdi bu sözler burada uzun sürer vermiyorum.

Verdikleri söz Tapınak Şövalyelerinin sözüdür :

Tüm Devletleri, Irkları ve Dinleri ortadan kaldırıp, TOTALİTER ve SOSYALİST bir dünya yaratmak.

Bu sözleri nereden geliyor ???

Fransız Kralı Tapınak Şövalyelerini yasaklayıp tutukladıktan sonra, büyük Üstadları Jaques de Molay insanların gözü önünde diri diri yakmasını seyredip karşı gelmeyince Tapınakçılar insanoğlunu zincire bağlıyacaklarına dair yemin ediyorlar.

Yani insanların vücutlarına mikrochip takıp esir etmeyi.

Cuma 13'ünün uğursuz bir gün olarak topluma yansıması, Jaques de Molayın bir 13 Cuma günü yakılmasından dolayıdır.

Ve düşündünüz mü Ortaçağda Vatikan insanları neden ateşin üstünde yaktı ???

Yapanlar kimdi :

ATEŞİN RAHİPLERİ !!!!

Ateş ile cezalandırma kimin tarafından yapıldığını gösterir.

Skull&Bones ile ilgili The Skulls filmini seyredin. Ritüelleri aynı olmasa bile gerçekteki ile ilgili konuya yaklaşıyor.
#FK

Gizem okullarından (Mysteryschools)  bir taneside Gül Haç Kardeşliği'dir.

Bu kardeşlik piramitde Hür Mason Localarından üsttedir.

Gelelim önce sembolleri olan Gül ve Haç'a :

Haçın ne olduğunu umarım yazılarımızda okuyup anlamışsınızdır.

2.inci sembol olan Gül'ün anlamını açıklayalım :

Gül, açmakta olan bir güldür ve anlamı Lusifer Doktrini ile eşit olup insanoğlunun tanrılaşmasını simgeler.

Ama olayı anlamayanlar için terkrarlıyalım :

HİÇKİMSE TANRI OLAMAZ !!!

Bu sadece kendileri için tasarlanıp insanoğlu üzerine hakimiyet kurmak için uydurulmuş bir yalandır !!!!

Gül Haç Kardeşliğine sadece mason olanlar alınıyor.

Hiristiyanlık değil, Hiristiyanlığa bile karşıdır.

Amerikadaki Georgia Guidestones dedikleri Granit taşların üzerine yazılan insanoğlunu 500milyonun altında tutulması gerektiğini yazdıran ve oraya diktiren Fraternitas Rosicruciana adlı Gül Haç Kardeşliğidir.

Bu düşünce 6,5 milyar insanı yok etme anlamına geliyor.

Tabii gaybı sadece Allah bilir.

Avrupa Birliği düşüncesini ilk sefer Gül Haç Kardeşliği 1929 senesinde kendi dergilerinde açıklamışlar.

Herşey bir plana göre işlediği ve bu sadece komplo teorileri olmayıp gerçekten bir komplo olduğunu gösterir.

Birleşmiş Milletlerinin kurulmasında Gül Haç Kardeşliği de büyük rol oynamıştır.

Masonluğun temeli Humanizimdir. İnsanın kendi tanrı zannetmesidir.

Human olmak başka birşey, Humanist olmak başka birşey.

Humanistim demekle Lusifer doktrinine inandığını açıklıyor insan.

26 Haziran 1945de San Francisco'da yapılan Konferansda Birleşmiş Milletler Anayasası ola UN-Charta eski Komunist Sovyetler Birliği Anayasası ile aynıdır.

Komunist bir Anayasanın tüm dünya halkları için yazılmış olması dünyayı nereye götürmek istediklerinin ispatıdır.

İddia ettiğimiz gibi Birleşmiş Milletler tüm devletleri tüm ırkları tüm dinleri ortadan kaldırma amaçlı kurulmuştur ve Gül Haç Kardeşliği'nin büyük çalışmaları olmuştur BM  kurulurken.
#FK

İnsanoğlunun ateşe tapması nasıl, ne zaman ve nerede başladı bugün kimse artık bilemez. Ancak tahmin edilir.

Bilgilerin önemini herkes bilir. Başkasından fazla bilgiye sahip olanlar her zaman diğerlerinden üstündür.

Ateşe tapma insanoğlunun başlangıçlarda gökyüzündeki tek sıcaklık veren cisimin güneş olduğunu gördükten sonra Güneşe tapma yani Güneşi tanrı yerine koyma o zamanları başlamış olabilir. Güneşin ateş ile bağlantılı olması da bir yerde insanların içinde de bir ateşin yandığını zannetmeleri ile ilgili.

Ateşin rahipleri dediklerimiz ise ateşi kontrol etmeyi, yanmasını sağlamayı öğrenip, bu bilgiyi diğer insanlar ile paylaşmamalarına dayanır. Onlar ateşi kontrol etmeye başladıktan sonra insanları kontrol altına almaya başlıyorlar ve kendilerini diğer insanlardan üstün görüyorlar.

İlk ateşi elde etmeleri ise bir Yıldırımın bir ağaca çarparak ağacı alevlendirmesinden olmuş olabilir. Tabii ki bunlar varsayım. Ama gerçek şu ki bu Ateşin Rahipleri ateşi bir dine çevirip insanları ateşe taptırmaya başlatmalarıdır. Tabii ki, ateşi kontrol eden ritüeller ile, insanları yönlendirip kendi çıkarları için kullanmayı ve bu tekniği zamanla geliştirmeyi bilmişler.

Yıldırımın gökten düşmesini cennetten kovulup dünyaya düşen İblis ile bağlantılamışlar. Yani gerçek dini Allaha olan inancı değiştirip insanları ya İblise taptırmışlar ve taptırıyorlar, ya da dinlerin içine kendi riüellerini yerleştirmişler. Son yazımızda yazmıştık. Ateş ile ilgili tüm gelenekler ve ritüeller Babilden çıkma ve şeytana taptırmaktan başka birşey değildir.

Kralların kafalarına taktıkları taç güneşi temsil eder. Ve Krallar veya Kraliçeler bunun bir güneş sembolü olduğunu bilir.

Tanrılarının kafasına taçlar yerleştirip ellerine ya bir meşale Semiramisde olduğu gibi, ya Şimşek Zeus da olduğu gibi ya da İskoçya Kalesindeki büstteki Lusiferin elindeki Kılıcı yerleştirmişler. Kralların kafasındaki taçın uçları güneşi temsil ederken Lusiferin büstünde güneşin kendisini görüyoruz. Aynı güneş sembolü kutsallaştırdıkları insanların kafasının arkasında bulunmaktadır. Ateşi kutsallaştıranlardır dünyayı yönetenler. Onların dini budur. Amaç insanoğlunu dinlerden uzaklaştırıp kendi dinlerini uygulamaya sokmaktır.
Eğer sizin inancınızda ateş ile ilgili gelenekler var ise ve din adamlarınız bunu savunuyorsa bilin ki onlar da Ateşin Rahipleridir.

Gerçek inanca göre ateşe inananlar elbette inandıkları şeyin içinde bulacaklar kendilerini :

Cehennemin ateşinin içinde.
#FK

Ordo ab Chao'nun anlamı :

Kaos ortamından yeni bir düzen yaratmak. Aynı küllerinden doğan Anka Kuşu gibi. Diğer adı Phönix.

Ne demek :

Dünyayı yönetenler, dünyayı bir kaosa sürükleyip büyük felaketler yarattıktan sonra yeni bir dünya yaratmak istiyorlar.

Aslında Hegel Diyalektiği.

TEZ + ANTİTEZ  = SYNTEZ

Örnek : Türklerle kürtleri çatıştırıp sonunda toprakların onların olması. Ölenler Türkler ve Kürtler, kazanan kendileri. Aynı Irakta olduğu gibi.

Ordo ab Chao ise tüm dünya için düşünülmüştür. Tüm dünyayı felakete götürüp, insanoğlu herşeyini kaybettikten sonra insanoğluna bir kurtarıcı gibi kendilerini gösterip insanları kendilerine esir etmeyi amaçlamaktadırlar.

İnsanlara öldükten sonra bir hayat yok, yekrar diriliş olmayacak hissi veriyorlar.

Felsefeleri :

Hayat bir tecrübedir. Tekrar bir diriliş olmayacak. Bu yüzden istediğini yapabilirsin. Cezalandırlmayacaksın. !!!

Son çıkarılmak istenen yasayı hatırlayın.

Yasa kimi koruyor ???

Neden katilleri, hırsızları,tecavüzcülere o kadar az cezalar verip tekrar serbest bırakıyorlar ???

Siyasetcilerin çıkardıkları yasaların caydırıcılığı yoktur. Caydırıcı olması istenmemektedir. Bu şekilde cezalandırılmayacağını bilenler rahatlıkla hayat felsefelerinden vaz geçmemekteler.

Suç işleyen her zaman suç işlediğini bilir.

Kimse bilmeden suç işlemez. Sadece bir Kılıf arar işlemek istediği suça.

Yasaların bu şekilde çıkarılması istenen neticeyi vermekte ve ülkeler ve toplumlar kasıtlı olarak felakete sürüklenmekte.

Verilen mesaj bu :

"Hayat bir tecrübedir istediğini yapabilirsin. Sadece bize karşı suç işlersen affetmeyiz !!!"
#FK

Kuran Ankebut Sure29 Ayet41 : Allah´tan başka dost edinenlerin durumu, kendine yuva yapan örümceğin durumu gibidir. Halbuki, evlerin en çürügü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi.

Evet bu 3 kelime :

ANNELER BEBEKLERİNİ EMZİREMEZ !!!

Bu Eflatun isimli şahısın savunduğu ideal devlet nasıl olur tartışmalarından çıkardığı ve savunduğu sonuç.

Size soruyorum bu tür bir devlet anlayışını savunan Filozof mudur???

Düşünürmüdür ???

Ama toplumumuzun içine bu insanların  düşünceleri, kitapları sokulmuş ve okullarda bu insanlar felsefe dersi altında filozof diye tanıtılıyor.

Felsefe dersine giren kaç kişi bu satırların Eflatuna ait olduğunu bilir ??

Bu insanlar tanıtılacak diye çocuklarımızın gençlikleri ellerinden alınıp zamanları öldürülüyor.

Sosyal Medyada her köşede bu insan şu veya bu güzel sözleri söylemiş diye resimlerle karşılaşıyorsunuz ve şaşırıyorsunuz ne kadar insan beğenip paylaştığını.

Önceki yazımızda yazmıştık.

Toplumun içinden çıkmayan başka kültürlerin düşünceleri topluma faydalı olmak mecburiyetinde değil.

EFLATUN  bir Masondur !!!

Vatikandaki resimde zaten eli ile masonik işareti veriyor zaten.

Yalan atıyorlar. Sürekli yalan atıyorlar. Tüm güçleri yalan üzerine kurulu.

Ve en çok korktukları sizler değilsiniz. En çok korktukları attıkları yalanların meydana çıkması. Sizlerin gerçekleri görmeniz. Neden tüm dünyada yazarlar kovalanıyor??

Sizlerin gerçekleri öğrenme yolunda bir ilerleme kaydetmeyeseniz diye.

Sizleri koyun olarak görüp, koyun olarak kalmanızı istiyorlar. Kendilerini Kurt olarak görüp, sizleri onların yemek masasındaki et olarak görüp, sizleri yemelerinin doğal bir hak olduğunu zannediyorlar. Bunun sebebi ise sizlerin kafanızı kullanmayı ret etmeniz.

Gelelim şu 3satırın ispatı için Devlet isimli kitaba :

Kaynak malesef almanca. Kitab elimde olup size içinden yerini vererek tercüme edeceğim. Türkçe kitaplarda, vereceğim satırlar aynı sayfalarda olduğunu bilmiyorum.

Kaynak :

Platon  - Der Staat
Kröner Yayın evi
Almancaya tercüme August Horneffler
11. Baskı
Stuttgart 2011

Sayfa 170
5.Bölüm, Eugenik, Satır 460d

Ne diyor bu satırlarda ???

Devlet, çocukların gıdası ile ilgilenecek. Doğuran anneleri şayet sütü varsa bir kuruma götürecek ve annelerin kendi bebeklerini tanıyamamaları için çok büyük titizlik gösterecek .

Bakın kadınları bir fabrika gibi görüyor. Aileye karşı. Anneler doğurdukları çocuklara sahip olamayacak. Çocuk devletin malı.

Aynı sayfada bir üst satırda ne diyor ona bir bakalım :

Üst seviyedeki ailelerin çocuklarını alıp bir kuruma götürecek devlet. Orada eğitim alıp devlette yerini alacaktır.  Düşük seviyedeki ailelerin çocuklarını ve sakat çocukları alıp gizli bir yere götürecek devlet.

Bakın bu Eflatunun devlet isimli kitabından.

Eflatun totaliter bir sistemi savunuyor !!!

İNSANLARIN DEVLETİN ÇIKARI İÇİN, TÜM HAKLARINDAN VAZ GEÇTİĞİ BİR SİSTEMİ !!!!

Size Seçilmiş kişi filmini açıklamıştım hatırlarsanız. Burada ne yapıyorlardı ??

Çocukları fabrikalarda yetiştirip başka bir aileye veriyorlardı. İyi gelişmemiş,yani sakat diyelim, norma uymayan çocukları sınır ötesi bir yere götürdüklerini iddia ediyorlardı. Ve başrol oyuncu bu sınır ötesinin aslında bu çocukları öldürmek olduğunu fark ediyordu.

Umarım anlamışsınızdır neden sabırlı olun diyorsak😉Daha çok konular var anlatılacak.
#FK

Kendi toplumumuzun içinden çıkmayan düşünceler, kendi toplumumuza faydalı olamazlar !!!

Toplumlar birer meyve gibidir. Elma, Armut, Muz,...gibi mesela.

Her Toplumun özellikleri ayrıdır.

Bir toplumda bulunan değerler ve özellikler diğer toplumlarda bulunmaz.

Bir toplumun değerleri başka topluma faydalı olacak diye bir kural yoktur.

Eğer Filozoflar bir Toplumun içinden çıkmışsa, o Filozofun düşünceleri çıktığı toplumun yaşantısını inceleyerek düşünceler ürettikleridir.

Kuranı, kendiniz okumadan ve araştırmadan, kendiniz içindekileri kafanızda uzun süre işlemeden, anlamayıp Kuran hakkında fikir sahibi olamazsınız.

Başkaları size Kuran hakkında birşeyler anlattığı zaman onun ne derecede size gerçekleri anlattığını bilemezseniz. Anlattıklarının içindeki yalanı göremezsiniz.

Ateşin Rahiplerinden ve masonluktan bahsettik şimdiye kadar. Bunlar insanları 6000 senedir kontrol ediyorlar. Bunların bir hedefi var.

BİR SON HEDEFİ !!!

Bu hedeflerine ulaşabilmek için toplumları kendi çıkarları doğrultusunda yönetip kullanmışlar.

Bu dünyadaki tüm kötülüklerin gerçekleşmiş olması rahiplerin Profan diye tanımladıkları sıradan insanların onlara güvenmesinden ve onlara itaat etmesindendir.

Onlar öldür diyor. İnsanlar birbirini öldürüyor.

Sosyal medyada bir sürü güzel sözler Eflatun adı altında dolaşmakta.

Ama hakikaten Eflatun büyük düşünür mü ???

Hakikaten Eflatunun düşünceleri toplumumuza faydalı olabilir mi???

Şimdi bizim araştırmalarımızın neticesini size sunalım ve bir dahaki yazıda iddiamızı ispatlarız.

PLATONUN DÜŞÜNCELERI, HİTLERİN UYGULADIKLARI İLE AYNIDIR!!!

PLATON ve HİTLERİN SİSTEMİ AYNIDIR.

PLATON ve HİTLER SOSYALİSTDİR !!!

İspatı sonraki yazıda.
#FK



Tamamen masonik olan, Adem ve Havvanın ve şeytanın cennetteki hikayesi üzerine kurulu bir bilim-kurgu filmi.
1.dak...."Topluluklar yıkımın küllerinden inşa edildi" diyor ses.
Aynı küllerinden yeniden doğan Anka kuşu Phönix gibi.
Film bilim-kurgu olmasına rağmen bize 3.dünya savaşı sonrasını anlatıyor.
Tamamen masonik semboller ile dolu bir film.
"Geçmişe ait bütün anılar silindi" diyor ses.
Bugüne kadar anlatmaya çalıştığım inşa etmek istedikleri yeni bir dünyada ne kültürlere, ne ırklara, ne de dinlere yer yok demiştik. İnsanların geçmişini yok etmek mecburiyetindeler. Hafızası alınmış toplumlar tutundukları bütün değerleri kaybetmiş olup sadece bireyin yaşadığı bir ortama dönüşmüştür. Ve bireyleri yönetmek bu elit tabaka için çok basittir. Getirdikleri normlara uymayan herkesi rahatlıkla ortadan kaldırabilirler. Bu sayede hakimiyetlerini ebediyen sürdürebilirler.
Filmin 4.dakikasına kadar konuşan ses eşitlikten, farklılığın olmadığı bir dünyadan bahsediyor. Karakterler bisikletleri ile bebeklerin civcivler gibi yetiştirildiği yetiştirme merkezine geliyorlar. Aldous Huxleyin Brave New World adlı kitabında bahsettiği gibi : annesiz babasız insanlar üretiliyor. İhtiyaca göre !!!
9.dak...Hologram olan Meryl Streep'in çocukların mezuniyet töreninde söyledikleri :
"Yaşlılar sınır ötesine salıveriliyor".
Yani ??? Yani ortadan kaldırılıyorlar !!!
Toplum görevini bitirmişlerden soyutluyor kendini. Yaşlı, işini göremeyenlere, sisteme faydalı olamayanlara sistemde yer yok !!!
Arkasından söylediği aynen şöyle :
"Sevgili genetikcilerimiz tarafından gururla tasarlanan yeni çocuklarımızı kutlayalım".
Aldous Huxley'in kitabını hatırlayın. Bunlar Tanrı rolüne soyunmuş.
Bu Bebekler hiçbir zaman taşıyıcı olan gerçek Anne ve Babalarını göremeden, önceden belirlenip seçilmiş olan bir aileye teslim ediliyor. Yeni arabanız hayırlı olsun misali.
2.grup olan 9yaşındakilere bisiklet hediye ediliyor özgürlük simgesi olarak.
18yaş grubu ise eğitim süreçlerinde ortaya çıkan kabiliyetlerine göre meslek sahibi ediliyorlar. İnsanlar seçmiyor. Devlet karar veriyor. Herşey doğumdan ölüme kadar olan bütün süreç devletin kontrolünde.
Normlar ve ihtiyaçlar belli.
Filmin ana karakteri olan başroldeki genç oyuncu anı toplayıcısı olarak seçiliyor.
Dünya tarihinin bilgileri sadece 1kişide mevcut. O da yaşlandığı için yerine ihtiyaç olarak genç biri eğitilmek için seçiliyor.
20.dakika...Neden kar yok sorusu üzerine verilen cevap :
"İklim kontrolünden dolayı".
Gelecekte olacakmış gibi gösterilenler aslında bugün mevcuttur :
HAARP, CHEMTRAILS
Karakterin bütün bilgileri almak üzere gittiği bina bir mason tapınağıdır.
Şekli aynı Skull&Bones binasına benzemektedir. Hatırlarsanız Skull&Bones binasının ingilizce adı The Tomb. Yani türkçesi MEZAR.
Mason olanlar ritüellden önce nereye giriyordu ???
MEZARA !!!
Burada mezara inmek ölmek ve mezardan çıkmak tekrar yeni bir hayata doğmaktı.
Masonik tapınak ama Mysteryschool olarak masonlara esoterik, yani herkese verilmeyen, sadece seçilmiş kişilere bilgiler veriliyordu. Filmin tüekçe adı da zaten SEÇİLMİŞ KİŞİ !!!
Karakterimiz penceresi olmayan binadan içeri girdikten sonra merdivenlerden aşağı iniyor. Yani Masonik Mezara. Buraya indikten sonra bilgilenip yeni bir hayata doğuyordu.
Filmde sürekli piramitleri işaret eden üçgen şekline rastlıyorsunuz.
Film siyah beyaz ortadamda geçiyor. Steril, bütün renklerin ve duyguların yok olduğu bir ortam.
Karakter gerçekleri görmeye başladıkça, renkleride görmeye başlıyor.
45.dakika...Karakterin sevgi sorusu üzerine anlaşılıyor ki aile sevgi üzerine ve dayanışma birlik beraberlik üzerine değilde, gereklilik üzerine kurulu. İnsanlar norma uyarak sevgi kelimesini kullanmıyorlar.
Aslında sistem Diktatörlüktende öte bir Totaliter sistemdir !!!
Herşeyin yukardan belirlenip aşağıdakiler tarafından uygulandığı bir sistem.
Eflatunun Devlet adlı kitabında yazılanları hatırlayın. İnsanlarımıza bu Eflatun Nietzsche Marx gibileri düşünür gibi gösterilip tüm değerleri ellerinden alınmakta.
Geçmişle ilgili bilgiler silindiğinden dolayı insanlar doğuştan beri üzerlerine giydirelen normları normal ve doğru kabul ediyor.
48.dak...insanların birbirini öldürmesi görüntülü bilgilerine kavuşan karakter gördüklerinden korkup kaçıyor.
Aynı bizim yaptığımız gibi. Gerçekler insanları uyudukları o tatlı rüyadan uyandırır. Ama rüyada kendini huzurlu hisseden insanlar, gerçeklerden kaçar, inkar eder veya saçmalık deyip inanmaz.
50. dak...karakter sevdiği kıza her sabah insanların duygularını öldüren ve gerçekleri görmekten alıkoyan iğne olmaktan korunmak için bir elma veriyor.
Ve bu en önemli masonik semboldür. Elma aslında iblisin lusiferin havvaya verdiği bilgiyi temsil ediyor. O elma insanların birgün kendilerinin de tanrı olabilir bilgisinin sembolü idi. Apple şirketinin ısırılmış elma sembolü aslında bunu temsil eder. Yani Allah aslında zalim bir tanrı idi ve insanları cennette hapis tutuyordu. Bilgiyi veren iblisdi. Bu masonluğun temelidir.
Bu sahne cennetteki olayın yansımasıdır.
Meryl Streep başlider olarak tanrıyı temsil ediyor. İnsanları kontrol eden ve denetleyen ve gerçekleri göstermeyen.
Çocuk iblisi. Elmayı verdiği kız havvayı temsil ediyor. Bilgiyi alan kız gerçekleri görecektir sonunda. Çünki karakterimiz belirlenen normdan çıkıp kurallara karşı gelip, kuralları çiğnemiştir. Aynı iblisin yaptığı gibi.
56. dak...başta dediğimiz gibi norma uymayan çocukları ve yaşlanmışları sistem öldürerek ortadan kaldırdığını itiraf ediyor Jeff Bridges.
60. dak...bebeklerinin babası tarafından salıverildiğini gören karakterimiz aslında öldürülmelerin ortadan kaldırılmadığı, sadece başka bir isim verildiğini fark ediyor.
Bugün insanoğlu teröre karşı bir savaş verdiğini zannedip birbirlerini öldürürken, doğru şeyler yaptıklarını zannetmekteler.
Kuran ama bunlara Bakara Suresinde cevap veriyor. Onlar doğru yolda olduklarını sadece düzelttiklerini zannederler diyor.
70. dak...sislerle kaplı dünyanın tepesinde bulunan ve cenneti temsil eden ortamda takipcilerinden kaçan karakterimiz dünyaya düşüyor. Bu cennetten kovulmadır sembolik olarak. Ve düştüğü dünya hakkında hiçbir bilgisi yok karakterin.
83.dak..."İnsanlara seçme özgürlüğü verildiğinde hep yanlışı seçiyorlar"diyor Meryl Streep.
Bu yüzdende insanoğlunun bütün özgürlüklerini ellerinden almaya çalışıyor bu elit tabaka. İnsanoğlunu beyinsiz birer yaratık haline dönüştürerek !!!
Yapmak istedikleri ve bizi gördükleri şekil bu...
#FK






Bu savaşı neden kaybediyoruz ???
7.000.000.000 ( 7milyar ) insan bir avuç şeytanın yolunda giden insana yenik düşmüş vaziyette. Her toplumu Allah yarattı ve her toplum için bir yol belirledi. Hiçbir toplumuda yolundan çıkmadığı müddetçe cezalandırmadı.
Gelelim The Last Samurai filmine :
Filmin sonuna doğru Tom Cruise Japon kralının önünde eğiliyor. Japon kralı ayağa kalkıyor ve söyledikleri sözler :
"Ben güçlü, modern ve birleşmiş bir Japonya hayal ediyordum. Şimdi bizim modern kıyafetlerimiz, tren yollarımız ve modern silahlarımız var. Ama bizim unutmamamız gereken :
BIZ KİMİZ VE NERDEN GELİYORUZ !!!"
Bunları neden söylüyor ???
Çünki dışarıdan, kendi toplumundan, kendi kültüründen olmayan birilerine ülkenin kapılarını açıp, onların anlattıklarına inanıp, onların tuzağına düşüp, kendi halkının o örümcek ağının içine düşmesini görmedi ve engelliyemedi. Neden??? Çünki kendi halkını değil, sadece bir gurup insanın geleceğini düşünerek vatanına faydalı olabileceğini zannetti.
Ve bu hataya bütün devletler düştü veya zorla düşürttürüldü.
Evet. Biz kimiz ve nereden geliyoruz ???
Ve bugün sormamız gereken daha önemli soru :
NEREYE GİDİYORUZ ???
Aynı Japonyada olduğu gibi Modern bir Türkiye yaratma adı altında, Türk toplumunu radikal bir değişikliğe soktular. Bunu yapan şahısın adı artık önemli değil. Ne dedik? Arkasında yatan sistem önemli. Hep aynı taktik ve politika ile devletlerin içine bir hastalık mikrobu gibi sızmayı başardılar.
Nasıl yaptılar ???
Kendi çıkarı için anasını bile satabilecek insanlara vaatlerde bulunup, onların ülkelerinde önemli mevkiileri ele geçirmelerini sağladılar. Ve bu mevkiiler sayesinde önlerinde olan veya olabilecek olan bütün engelleri ortadan kaldırdılar. Kendisini ve vatanını satmayan, karakter sahibi insanlarıda ortadan kaldırdılar. Kaza, intihar, hastalık süsü vererek öldürdüler. Dünyanın hiçbir yerinde veya mevkiisinde artık vatanını ve vatandaşını düşünen bir insan aramayın. Yok öyle bir insan. Tabiiki mevkii sahibi insanlar size hayal ürünlerini satmaya devam edeceklerki siz uyumaya devam edesiniz. Eğer yeni bir parti kurup bu negativ güçlerle mücaadele edip bu savaşı kazanabileceğizi zannediyorsanız, aldanıyorsunuz!!!
Önce, kimle mücadele ediyorsunuz onu öğrenin. O zaman başka insanlara sizin gibi olmadıklarından dolayı bağırıp hakaret etmeyi bırakırsınız. Biz vücuttan bu mikrobu bu şekilde çıkarıp ülkemize huzur getiremeyiz.
The Last Samurai filmi kültürlerin nasıl yok edildiğinin çok iyi bir örneğidir.
Sonunda tek kültür kalacaktır ;
Kültürsüz ve renksiz bir dünya.
#FK


Kuran Maide Suresi Sure5 Ayet32
Bunun içindir ki, Isrâilogulları´na: "Kim, bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir nefsi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir nefsin yaşamasına sebep olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur" hükmünü yazdık (farz kıldık). Şüphesiz ki onlara peygamberlerimiz açık delillerle geldiler. Yine de bundan sonra onların birçoğu yeryüzünde aşırı gitmektedirler.
Evet. Nasıl oluyorda insanlar vücutlarına bomba bağlayıp kendilerini havaya uçuruyor ve beraberinde suçsuz insanları öldürüyorlar???
Tekniğine gelmeden önce kökenine gitmek mecburiyetindeyiz. Nereden kaynaklanıyor nasıl başladı kimler başlattı ve bunlar kimlerin kontrolünde???
Assassin kelimesinin nereden geldiğini anlamak için geriye gitmek gerekiyor. Hz.Muhammedin ölümünden sonraki döneme.
7.Yüzyılda İslam 2gruba ayrılıyor :
Muhammedin peygamberliğine inanan ve tutunan Sünniler ile 4üncü imam olan Aliyi daha önemli bir yere koyan Şiilere. Bizim bahsettiğimiz Şiilerdir. Şiiler daha ilk günden beri tek amaç taşıyordu : İslamı yok etmek.
Şiiler islamdan ayrılmasından beri tarikatlaşıp herşeylerini gizlilik, organize ve Initiation üzerine kurdular. Hz.Ali nin kişiliğini ön planda tutan bir sürü tarikatlar ve teşkilatlar kurup orada gizli ritueller uygulamaya başladılar. Sıradan insanları birer koyun haline getirip sadece liderlerinin sözüne itaat eden insanlar haline getirerek.
Yukarıdaki ne derse doğrudur ve yapılmak mecburiyetindedir felsefesi adı altında
7.Yüzyılda Kahirede kurdukları gizli teşkilatda aralarına aldıkları insanlara gizli güç ve sonsuz bilgelik vaat ediyorlardı.
Değerli ve önemli bir hayat sürdürebileceklerini vaat ederek!!
Ve bu tarz insanları etkileyip kontrol altına almak bugünümüzde hala devam ediyor. Tarikatlara gidin ve bakın. Fethullahcılar olsun onlara muhalefette gözüken tarikatlar olsun yetiştirdikleri ve eğittikleri insanlar itaatkar ve lideri için ölümü bile göze alacak kadar beyinleri yıkanmış müritlerdir.
Bu tarz insanları yönetmek Mysteryschollardan çıkmadır ve islamın içine kadar bu sistemin girdiğinin ispatıdır.
Dönelim 7.yüzyıla :
Kahire Halifesi Kahire Üniversitesindeki hocaların ve öğretmenlerin sıradan insanlar olmamasına özen göstiriyordu. Tüm çalışmaları islamdaki demokratik düşünceleri ortadan kaldırıp fanatik insanlar yetiştirmek üzerine kurulu idi. Yaptıkları çalışma insanların tanrısal bir hedefe çalıştıklarını ve uğruna ölünce cennete gideceklerini zannetmelerini sağlamaktı.
Sadece ögretmenler değil, askeriyenin başındakiler, en üst hakimler, hepsi özel yetiştirilmiş kendi adamları idi. Ve bugün Türkiyenin geldiği noktada budur. Nereye bakarsanız bakın hepsi en üsttekiler özel eğitimden geçmiş kendi adamları. Bugünkü tutuklamalar bunu ispat ediyor. Generallere kadar en üst düzeyde Fethullahçıları bulabiliyoruz.
Ve insanımızı bunlardan koruyamıyoruz.
Nedeni Allahı bırakıp bir insana kulluk etmekte insanlarımız.
Oysa ki Kuran ne diyor :
Kuran Hud Sure11 Ayet26 : "Allah´dan başkasına ibadet etmeyin! Ben, size gelecek acı bir günün azabından korkarım."
Devam edelim..
Halife kendini Muhammedin damatı Ali ve 7.inci imam Ismailin temsilcisi olduğunu iddia edip kendini tanrısal anlamda kutsallaştırıyordu. Bu kutsallaştırma insanları kontrol altına almaktır. Mysteryschoollardan çıkmadır. Aynı Babilden ve Mısırdaki firavunlar zamanından beri bugüne kadar gelmiştir.
Kahire Universitesi çok büyük imkanlara sahip idi. Halife yılda 250.000altın veriyordu.
Asıl hedefleri, talebelerinin ruhunu ve düşüncelerini transforme edip, belirli bir şekle sokmaktı.
Bugünkü Tarikatlarda aynısını yapıyorlar. Müritlerine Hadislerin anlattıklarını ön plana getirip Kuranı arka plana itiyorlar. Bu sayede özgür düşünmelerini engelliyorlar. Zaten bu sistemi islama sokup bölünmesini sağlayanların bu Mysteryschoollar 'dan çıkmış kişiler olduğunu anlayınca, gerçek inancın ve Kuranın bugünkü islam ile bir alakası olmadığını fark edip bu ayrımın bir parçası olmaktan kendinizi soyutlayacaksınız
Gelelim 9 basamakta insanları programlamaya :
Bu Üniversitede eğitim gören talebeler 9dereceden geçiyorlardı. Aynı masonluktaki bugünkü YORK-ritueli gibi. O da 9 basamak.
1.derecede öğretmenler talebelerini o güne kadar öğrendikleri herşey hakkında bir şüphe içine sokup, talebeyi öğretmeninin her dediğine inanacak duruma getiriyorlardı. Taa ki körü körüne herşeye inanıp itaat edecek duruma gelene kadar. Sadece öğretmeninin dediklerini gerçek ve doğru kabul ederek.
Bugünkü Tarikatlara gidin bakın müritlerin nasıl birer beyinsiz, özgür iradesi olmayan bir et yığını olduklarını seyredin ve liderlerine karşı bir söz söyleyin ve seyredin verdikleri tepkiyi!!!
2 . derecede talebelere sadece Peygamberden sonra gelen imamların gerçek bilgi kaynağı oldukları anlatılıyordu.
Imamlar öğretmenlerine ilham kaynağı olduğundan öğretmenlerinin söyledikleri tanrısal olduğunu doğruluyordu talebelere. Öğretmenler gizli bilgi kaynağı olduğu yalanına inandırılıyordu talebeler.
Bugünün müritleride liderlerinin bir seviyeye ulaşmış olduğunu ve kendilerinin o seviyeye ulaşamıyacaklarını iddia ediyorlar.
İşte bu gerçekten insanları kontrol etmektir ve liderlerinin kendilerine Şıh, Mevlana vs gibi lakaplar takması o liderlerini bir kutsal tanrılaşmış seviyeye yükseltiyor.
Talebeler her derecede yeminlerinin yanında gizli semboller ve işaretler öğreniyorlar. Bu sayede birbirlerini tanıma ve gizli kalma imkanına sahip oluyorlar..
3.derecede talebelere 7 imamın ezoterik isimleri ve onları çağrıştırmak için gizli kelimeler veriliyordu.
4.derecede 7mistik şahısın isimleri açıklanıyordu : ADEM, NUH, IBRAHIM, MUSA, ISA, MUHAMMED, ISMAIL. Bunların yanında 7tane mistik yardımcılarının ismi veriliyordu. Bu isimlerin en sonuncusu öldüğünden beri ama onunda gizemli biri tarafından temsil edilmesi ISMAILITLERIN kendilerini gerçeklerin topluluğu diye tanımlamalarının ana kaynağıdır.
Aynı bu gizli temsilciye dayanarak Halifede yaptıklarını sebeplendiriyordu.
5.derecede talebeye kişiliğini geliştirerek insanları nasıl etkiliyebileceği öğretiliyordu.
6.derecede analitik ve destruktiv dersler veriliyordu. Yani karşıdaki insanı yalancı duruma düşürüp inandırılıcığını kaybettirme teknikleri öğretiliyordu.
7. derecede tüm evrenin ve insanların bir bütün olduğu ve en ufacık birşeyin bile bu bütünün bir parçası olduğu ve içinde yaratıcı ve yok edici gücün bulunduğu androgen Tanrı(masonik tanrı anlattıklarımı hatırlayın herşey içiçe)
Bir Ismailit olan şahıs bu bilgilere sahip olduğundan insanlığa hükmedebilirdi.
Bu kuvvet onlara zamanın efendisi denilen mistik güç tarafından verildiği iddia ediliyordu.
8.derecede talebe tüm dinlerin, filozofinin vs bir kandırmaca olduğuna inanması gerekiyordu. Önemli olan kendisinin mutluluğu sadece bir Imama kulluk ederek bulabileceğine inanmasıydı.
Eğer bugün tasavvuf kanallarında bazı şahıslar dinden bahsedip mutlaka hidayete erişmek için asrın imamını bulmanız gerektiğini anlatıyorsa, bilin ki insanı kendilerine köle etmek içindir.
Gerçek Hidayete erişmek sadece ve sadece Kuranı okuyarak ve sadece Allaha kulluk ederek olur.
Kuran Bakara Sure2 Ayet2İşte o (yüce) kitap (Kur'an), hiç şüphesiz takva sahipleri için bir hidayettir.
9. derecede talebelere din diye birşeyin olmadığı, yapılanların gerçek sayıldığı ve herhangi birşeyi yapmanın tüm yetkisi sadece Liderlerine ait olduğunu öğreniyorlar.
Ne demek oluyor??? Lider ne derse yapılmak mecburiyetindedir.
Şimdiye kadar islamın gücünü gören ve islamı ortadan kaldıramıyacağını anlayan bu Babilciler çareyi islamı bölmekte bulduğunu ve birsürü tarikatlar kurarak insanların onların kontrolüne geçmesini sağladıklarını ve nasıl yaptıklarını bir şekilde anlatmaya çalıştık.
Gizli bir örgüt olan Ismailitler Türkler tarafından 11.yüzyılda yasaklanıyor.
Yasaklanmasına rağmen tamamen ortadan kaldırılamayan bu gizli örgüt bir Şii olan Hassan Sabah tarafından, bu kaybolmaya yüz tutmuş Ismailitlerin tarikatını tekrar canlandırıp daha güçlü bir hale getiriyor. 1000yıldır süren
Hasan Sabahın karşısına Ömer Hayyam çıkıyor. Meşhur iranlı şair. Hasanın bir başka talebesi Nizam-al-Mülk. Bu üçü bir anlaşma yapıp içlerinden kim ilk önce devlette önemli bir mevkiye yükselirse diğer ikisininde yükselmesine yardımcı olacağına dair yemin ediyorlar.
İlk yükselen Alparslanın Veziri olan Nizam oluyor ve Ömer Hayyam'a ömür boyu iyi geçinebileceği ve şairliğine devam edebileceği bir maaş bağlıyor.
Bakın bu tarz çalışma bugüne kadar gelmiş olup hala üsttekilerinin kendi adamlarını desteklediği bir sisteme dönüşmüş vaziyette. Bu yüzden bu sistemin bir parçası olmadığınızdan sizler önemli mevkilere gelemeyip başarılı olamıyorsunuz. Bir kere elde ettikleri mevkilerin kesinlikle kendi adamları tarafından doldurulmasına dikkat edip sıradan insanlara kesinlikle şans tanımıyorlar.
Hasan bir kaç olaylardan sonra Irandan kaçıp Kahireye gidiyor ve orada Ismailitlerin tarikatına katılıp onların tüm sırlarını öğreniyor. Bu ama ona yetmiyor. İnsanları birer koyuna çevirip liderleri için ölümü bile göze alabilmeleri için Hasan onlara cenneti göstermek istiyor. Liderleri için kendilerini feda ederlerse karşılığında onları neyin beklediğini görebilmeleri için suni bir cennet yaratıyor. Gizli bir yerde 2 dağın arasında, genç kızların, çeşmelerin, meyvelerin bol olduğu bir ortam yaratıyor. Ve müritini tam fanatik bir itaatkara çevirmek için esrar ile uyuşturup o suni cennete gönderiyor. Orada uyanan mürit kendini cennette zannediyor. Orada belirli bir süre kalmasına müsaade ettikten sonra tekrar esrar ile uyutulup gerçek hayata geri getiriliyor. Neticede mürit cenneti hayalinde gördüğünü zannedip lideri için ölürse oraya tekrar gidebileceğini zannediyor.
Ismailitler Mysteryschoolların bir koludur ve islam ve Kuran ile bir alakaları yoktur.
Kuranda yazan şehitlik mertebesi ile körü körüne bir insana kulluk edip başkalarını öldürmek farklı şeyler olup ne Kuranda yazılıdır ne de Allahın emrettiği bir şeydir.
Assassin kelimesi buradan gelmektedir.
Hasanın müritlerini etkilemek için daha bir sürü yalanlar ile dolu teknikleri vardı. Hepsini yazamıyorum ama şunu idrak edin :
Herşeyleri yalan üzerine kurulu!!!
Aslında Kuran ne diyor:
Kuran Ankebut Sure29 Ayet41 :
Allah´tan baska dost edinenlerin durumu, kendine yuva yapan örümceğin durumu gibidir. Halbuki, evlerin en çürügü süphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi.
Bunların yalanları da bir örümcek ağı gibi. Sadece gerçekleri bilmek ile herşeylerini çökertebilirsiniz. Bunuda yapamamanız için önlerinde kim varsa engel olabilecek ortadan kaldırıyorlar.
Resimdeki şahıslar :
1. HASSAN SABAH
2.AGA KHAN, ISMAILITLERIN LIDERI tanrı gibi gördükleri
Hasan Sabbah düşmanlarını etkilemek için müritlerine Kaleden aşağıya atlamasını emrediyor. Ve 3müriti gözlerini kırpmadan aşağıya ölüme atlıyorlar. Bu olay tarihe geçmiş ve belgelenmiş bir olaydır.
Bir insan bunu nasıl yapar ???
Kuranı bırakıp bir insanın peşinden gidip onun dediklerine inanırsa kendi kafasını kullanmak yerine o zaman yapar!!!
Allah yerine bir insana kulluk ederse yapar!!!
Bu Hasanın yetiştirdiklerinin diğer isimlerinden bazıları Assassins, Fedayi veya Haşhaşiler.
Fedayiler kendilerini liderleri için feda edenler. Haşhaşiler ise bu tarz kendini liderleri için kaleden aşağı atanların ancak esrarın etkisi altınds yapabileceğini zannettikleri için bu isimi güya onlara sünniler takmış.
Bu Assassinler zamanla Tapınak Şövalyeleri ile beraber savaşmışlar. Aslında nerede kendi çıkarları varsa orada saf tutmuşlar.
Bugünkü Fethullahçıların farkı yok.
#FK




Sembolizmin önemini anladıkça dünyada olup biteni daha iyi anlayacaksınız diye söz vermiştik ve aynı anda neden islam sembolleri ve peygamberleri resimlemeyi yasakladığını daha iyi kavrayacaksınız.
Sembolleri anladıkça din adı verdikleri değişik inançların gerçekte sadece Allaha ait olan din ile alakalı olmadığını fark edeceksiniz.
Babilden çıkma güç dünyanın her köşesine kendi inançlarını toplumlara gizli bir şekilde sokmuşlar.
Zarathustra ile Buddhanın hayat hikayelerini karşılaştırınca çok büyük bir paralellik göze çarpıyor.
Resimlerine bakınca ikisininde kafalarının arkasında güneş sembolünü görüyoruz. Güneş ama neyi temsil ediyordu ????
İblisi ve onun insanoğluna verdiği bilgeliği zekayı !!!
Bu güneş sembolü ama kutsal dedikleri bizde ermiş dediğimiz kişilerin kafasının arkasında var.
Her ikiside, Zarathustra ve Buddha, sağ eli ile gökyüzüne işaret etmekteler. Aynı Baphomet gibi.
Gökte nasılsa yerde de aynı !!!
Gelelim Zarathustranın hayatına !!!
Genç yaşlarda yalnızlığı arayan Zarathustra dağların sessizliğinde 10 sene boyunca bir mağarada yaşıyor. Burada derin meditasyona geçen Zarathustra sanki bir Kartal tarafından alınıp Bilgeliğin sahibi olan Ahura Mazdanın karşısında buluyor kendisini. Burada yüksek evrene bakma şansını buluyor. Bu olaydan sonra Magie isimli toplumun dinini değiştiriyor.
İnanç merkezini ateş yaparak !!!
Kutsal ateşleri budur. Aslında Magie isimli toplumda bulunan Zarathustra nın yeni dininin kökeni aslında buradan gelmektedir.Zarathustra' nın değerleri Kabbala ile parallellik taşımaktadır.
Zarathustra felsefesinde, esoterik anlamda, insan evrimler geçirerek Tanrıları olan Ahura Mazda ile bütünleşmeye çalışır. Bir anlamda masonik olan insanoğlunun tanrılaşması.
Ama ateşi kutsal sayan ve çocuklarına öküz idrarını dini rituel adı altında içirten din ne derecede Allahın dini olabilir iyi düşünün!!!
Buddhaya bakarsak, o da yaşadığı zengin hayatdan kaçıp gerçekleri bulmaya çalışıyor.6sene arayıştan sonra sonunda bir ağacın altında derin meditasyona başlıyor. Burada en üst seviye olan Nirvanaya erişiyor.
Gerçek adı Siddharta Gautama olan Buddha kelimesi insanoğlunun en yüksek zirveye ve bilgeliğe kendi gücü ile erişmiş kişiye veriliyor Budhizimde.
Bu bize neyi hatırlatıyor ???
Masonlukta insanların sonunda kendisininde bir tanrı olabileceği bilgisi !!!
Buddhalar ama sadece uzun dönemlerden sonra dünyaya geldiği için bir dahaki Buddha MAİTREYA olacaktır yani KURTARICI.
Bu da şiilikte olan Mehdi hikayesi ile paralelldir.
Dünyayı ele geçirmeye çalışan Babilcilerin hedefi olan, dünyanın başına bir dini ve siyasi lider getirme planı ile aynıdır.
Kuran ne diyor ama Muhammed son peygamber !!!
Ve Kuran başka ne diyordu ??Allahdan başkasına kulluk etme...!!!
Nirvanaya yükseldiğini iddia eden Siddhartaya yani Buddhaya tapan Buddhistler sizce Allaha mı yoksa bir insanamı kulluk ediyor ???
İslamı batıl zannedip Hindistanda başka bir din arayışına giren insanlarımız Hindistanda 2.000.000 çeşit din olduğunun bilincindeler mi acaba ???
Hergün bir dini aeaştırsa mesela 2milyon din için 5479 yıla ihtiyacı var hepsini incelemeye.
Oysa Kuran ne diyor ???
Kuran Ali İmran Sure3 Ayet85 : Kim İslâm´dan başka bir din ararsa ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette de zarar edenlerden olacaktır.
#FK



6-köşeli yıldız.
Çok rahat bir şekilde yahudi yıldızı diyebiliyoruz. Bazılarımız Süleymanın mühürü olduğunu iddia eder.
Gerçek şu ki bu bir yahudi yıldızı veya Siyonist yıldız değildir.
Bir ucu yukarı bakan, diğer ucu aşağı bakan 2tane içiçe geçmiş üçgendir.
Bunun anlamı :
İNSANIN TANRI İLE BÜTÜNLEŞMESİ.
#FK


GÖKTE NASILSA, YERDE DE AYNIDIR
Nerelerde bu "Gökte nasılsa yerde de aynıdır" masonik olan işaret görülüyor daha ??
Birkaç örnek :
Zarathustra
Sufilerde semazenlerin yaptığı
Eflatun
Pythagoras
İskoçyada
Baphomet
hepsi aynı işareti vermekte.
Eflatun gibi Phytagoras da bir masondur.
Sufilerin bir tarikat olduğunu bilmemiz gerekiyor ve kendilerini Allahın katına yükseltmeye çalıştıklarını.
Bu da gerçekte ne kadar islam iyi düsünmek lazim.







Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.